Haseki açılımı ne ?

Haseki Açılımı Ne?

Bazen bir kelimenin ya da kavramın ne kadar derin bir anlam taşıdığını fark etmemiz için, hayatımızın bir köşesinde, birinin bize sadece “yanında ol” demesi gerekebilir. Bu hikaye, bir erkeğin çözüm odaklı yaklaşımıyla bir kadının empatik bakış açısının nasıl birleşebileceğini, bir ilişkideki gerçek anlamın nereden geldiğini anlatan bir yolculuğun başlangıcıdır.

Ayşe, kendi hayatında her şeyin düzgün gitmesini isteyen bir kadındı. Hayatına dair bir şeyler eksikti, ama bu eksikliği ne olarak tanımlayacağını bir türlü bulamıyordu. İsmail ise, onun tam karşısında, hayatını mantıkla şekillendiren bir adamdı. Her şeyin bir çözümü vardı, her sorunun bir yolu vardı. Ancak, Ayşe’nin eksikliğiyle ilgili düşündüğünde, çözüm bulamıyordu.

Bir gün, bir arkadaş toplantısında bir araya geldiler. Ayşe, bu sıradan buluşmada, beklenmedik bir şekilde derin bir içsel boşluk hissetti. Herkes eğleniyor, sohbet ediyor, ama o, içinde bir şeylerin eksik olduğunu hissediyordu. Gözleri İsmail’e takıldı. Onun bakışlarında, “Bir şeylerin yanlış olduğu” hissini hemen fark etti. İsmail’in gözleri her zaman çözüm odaklıydı; ne zaman bir sorun olsa, o hemen bir çıkış yolu önerirdi. Ama bu sefer, Ayşe’nin yüzündeki o boşluğu görünce, düşünmeye başladı.

Toplantı bittiğinde, İsmail Ayşe’yi arayarak onunla yalnız kalmak istediğini söyledi. Ayşe önce şaşırdı ama sonra kabul etti. Bir kafe köşesinde buluştuklarında, İsmail biraz sessizdi. Ayşe, her zamanki gibi, onun mantıklı çözüm önerileri yerine, duygusal bir açıklama bekliyordu. Ama o gün, bir şey farklıydı.

“Senin bir şeyler aradığını biliyorum,” dedi İsmail, bir yudum kahve içerek. “Bunu görmek zor olmadı.” Ayşe, şaşkın bir şekilde onu dinlerken, İsmail devam etti: “Ama bazen çözüm bulmak, bir problemi çözmekten çok daha fazlasını gerektiriyor. Eğer gerçekten anlamak istiyorsak, önce hissedebilmeliyiz.”

Ayşe’nin kalbi bir anda hızla çarpmaya başladı. İsmail’in söylediklerinde, içinde yıllarca kaybolmuş bir anlam vardı. Haseki kelimesini hatırladı: “Sürekli yanında olan, kalbinde bir yer edinmiş, her anında bir parçası olan insan”. Bu kelime, aslında sadece bir sıfat değil, bir ilişki biçimiydi. Haseki olmak, bir insanın sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da yanında olabilmekti.

İsmail, “Bir şeyler eksik, değil mi? Haseki kelimesi gibi… Yanında olduğumuzu hissettiren bir anlam, bir bağ, bir kalp. Bazen, aradığın şey çözüm değil, sadece orada olabilmek. Haseki olmak, birine tüm kalbini vermek demek değil, bazen sadece onun yanında olmayı bilmek demektir.”

Ayşe, derin bir nefes aldı. İsmail’in söylediği şeyler, hayatındaki boşluğu aydınlatıyordu. Evet, belki çözüm aramıyordu. Belki de gerçekten bir haseki arıyordu; birinin kalbinde yer edinen, her anı paylaştığı, hayatındaki her soruyu birlikte yaşadığı birini. İsmail’in bu sözleri, sanki ona yıllardır aradığı bir şeyin açılımını veriyordu.

Haseki olabilmek, çözüm aramaktan çok daha derindi. Birinin kalbinde yer edinmek, o kişiyle sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da bir bütün olmaktı. Ayşe, İsmail’in bakış açısını anlamaya başladı. O an, yalnızca bir ilişkiyi değil, insanların birbirlerinin kalplerinde nasıl büyüyebileceğini fark etti.

İsmail ve Ayşe, bu konuşmadan sonra birbirlerinin kalbinde daha derin bir yer edinmiş gibi hissettiler. İsmail’in çözüm odaklı yaklaşımı ve Ayşe’nin empatik bakış açısı, şimdi birbirini tamamlıyordu. Bir insanın gerçekten haseki olabilmesi için, hem bir çözüm sunması, hem de o kişiye duygusal olarak yer açması gerektiğini keşfetmişlerdi.

Peki, siz hiç birinin hasekisi oldunuz mu? Birinin kalbinde gerçek anlamda bir yer edindiniz mi? Yoksa siz de Ayşe gibi, yalnızca çözümlerle ilgilenerek derin bağlardan kaçınanlardan mısınız? Yorumlarda bu deneyimlerinizi bizimle paylaşın.