Pamuk Gömlek mi, Polyester mi? Edebiyatın Dokusunda Bir Karşılaşma Kelimelerin bir kumaş gibi insan ruhuna dokunduğu yerde başlar bu yazı. Edebiyat, tıpkı bir gömlek gibi bizi sarar, korur, bazen de terletir. Her harf, her cümle, tıpkı bir iplik gibi birbirine bağlanır; bazıları doğaldır, nefes alır; bazıları ise sentetik, parlak ama soğuktur. O halde soralım: Pamuk gömlek mi, polyester mi? Belki de bu sadece bir tercih değil; bir yaşam biçiminin, bir dünya görüşünün, bir edebi tavrın sembolüdür. Pamuk: Doğallığın ve Sadelik Anlatısının İpliği Pamuk, edebiyatın saf kelimelerini hatırlatır: Orhan Kemal’in yoksul işçilerinin yıpranmış gömlekleri, Sabahattin Ali’nin ince ince örülmüş duyguları, Sait…
Yorum BırakHızlı Haber Hikayeleri Yazılar
Muhacir Nerenin Göçmeni? Güç, Kimlik ve Vatandaşlık Üzerine Siyasal Bir Okuma Bir siyaset bilimci olarak, toplumları şekillendiren güç ilişkilerini anlamaya çalışırken fark ettiğim bir gerçek var: Her göç, yalnızca yer değiştirme değil; iktidar ilişkilerinin yeniden tanımlanmasıdır. “Muhacir nerenin göçmeni?” sorusu da tam olarak bu bağlamda önemlidir. Çünkü bu soru, sadece coğrafi bir kökeni değil, aynı zamanda devletin, kimliğin ve aidiyetin nasıl inşa edildiğini sorgular. Tarih boyunca muhacir kavramı, iktidarın dilinde, ideolojinin hizmetinde ve vatandaşlığın sınırlarında yeniden anlam kazanmıştır. Peki, kimdir bu muhacir? Nereden gelir, nereye aittir? Ve en önemlisi, bir toplumun siyasal yapısında hangi rolü üstlenir? Muhacir Kimdir? Siyaset Biliminde…
8 YorumMerhaba! Ben bu satırları, bir fincan kahvenin buharı yükselirken, parmak uçlarımda ara ara beliren o hafif karıncalanmaya kulak vererek yazıyorum. “Kalsiyum eksikliği nasıl belli olur?” sorusunu ilk kez kendime sorduğumda, sadece kemiklerimi değil, hayatımın ritmini de düşünmüştüm. Çünkü kalsiyum, yalnızca bir mineral değil; kaslarımızın her kıpırdanışında, kalbimizin her vuruşunda, zihnimizin berraklığında sessizce çalışan bir orkestranın şefi gibi. Gelin, bu görünmez şefi birlikte keşfedelim. İpucu: Her kemik ağrısı kalsiyum eksikliği değildir; ama doğru sinyalleri okumayı öğrenmek çok şey değiştirir. Kalsiyum Eksikliği Nasıl Belli Olur? Belirtileri “Vücudun Diliyle” Okumak Kas-Sinir Sistemi: Kramplar, Kasılmalar, Uyuşmalar En sık fark edilen işaret, özellikle geceleri yoklayan…
8 YorumGüler Yüzlü Olmak Ne Anlama Gelir? Toplumsal Bir Bakış Toplumsal Yapıların ve Bireylerin Etkileşimi Üzerine Bir Giriş Toplumlar, bireylerin ve grupların davranışlarını şekillendiren, normlar ve değerler üzerine kurulu bir yapıdır. Güler yüzlü olmak, bu yapının içinde hem kişisel bir ifade biçimi hem de toplumsal bir norm olarak karşımıza çıkar. Bir insanın gülümsemesi, onun duygu durumunu ve içsel dünyasını dışa vurması olarak anlaşılabilirken, aynı zamanda toplumun, özellikle de kültürel pratiklerin şekillendirdiği bir davranış olarak da ele alınmalıdır. Bireysel bir eylem olarak başlayan gülümseme, toplumsal bağlamda farklı anlamlar taşır ve bireyin cinsiyetinden, yaşadığı kültürden, toplumdaki rolüne kadar pek çok faktörden etkilenir. Güler…
Yorum BırakGüftan Nedir? Öğrenmenin Derin Anlamını Keşfetmek Bir Eğitimcinin Kaleminden: Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Eğitim, yalnızca bilgi aktarmak değil; bireyin dünyayı ve kendini yeniden inşa etme sürecidir. Bir öğretmen olarak her dersin, her kavramın, bir zihin kıvılcımı olduğunu düşünürüm. İnsan, öğrendikçe dönüşür; dönüşürken de çevresini değiştirir. İşte bu dönüşümün sessiz ama derin yankılarından biri, dilin içinde saklıdır. “Güftan” kelimesi de böylesi gizemli bir kavramdır — anlamıyla, çağrışımlarıyla, öğrenmenin doğasına dair düşündürür. Güftan Nedir? Anlamın Pedagojik Katmanları Dil, öğrenmenin en temel aracıdır. Güftan, Arapça kökenli “güft” (söz, ifade) kelimesinden türemiştir ve klasik Türk musikisinde “şarkı sözü”, “beste edilmiş metin” anlamına gelir. Ancak dilin…
Yorum BırakGörüş Noktası Nedir? Gücün, İktidarın ve Vatandaşlığın Kesişiminde Bir Perspektif Bir Siyaset Bilimcinin Gözünden Başlangıç Güç, iktidar ve toplumsal düzen üzerine kafa yoran bir siyaset bilimci için “görüş noktası” yalnızca bir bakış açısı değildir; aynı zamanda bir iktidar konumudur. Çünkü her görüş noktası, belirli bir değerler sisteminin, bir çıkar ağının ve bir ideolojik altyapının ürünüdür. Peki, kimin görüş noktası daha görünürdür? Kimin sesi duyulur, kimin sesi bastırılır? Bu sorular siyaset biliminin kalbinde yer alır ve toplumun nasıl yönetildiğini anlamanın anahtarıdır. İktidarın Görüş Noktası: Gücü Kimin Tanımladığı İktidar dediğimiz şey, çoğu zaman yalnızca devletin kurumsal gücüyle açıklanmaz. Michel Foucault’nun da belirttiği…
Yorum BırakGörmezlikten Gelmek, Hoş Görmek, Bağışlamak Ne Demek? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir Analiz Bir siyaset bilimci için bu üç kavram — görmezlikten gelmek, hoş görmek ve bağışlamak — yalnızca bireysel ahlakla değil, aynı zamanda iktidar ilişkileri, toplumsal düzen ve devletin ideolojik aygıtları ile de yakından ilgilidir. Çünkü bu kelimeler, bireylerin birbirine değil, çoğu zaman güce, otoriteye ve düzene nasıl yaklaştığını gösterir. Siyaset bilimi açısından bu üç kavram, “nasıl yönettiğimiz” ve “nasıl yönetildiğimiz” sorularına verilen farklı cevapları temsil eder. İktidarın Kör Noktası: Görmezlikten Gelmek Bir toplumda görmezlikten gelmek, genellikle iktidarın en sessiz silahıdır. Michel Foucault’nun kavramlaştırdığı biçimiyle, iktidar yalnızca baskı yoluyla değil,…
Yorum BırakToplumsal Bir Bakışla: Grafiker Nerede Çalışır? Bir sosyolog olarak, grafik tasarımcıların nerede ve nasıl çalıştığını incelerken yalnızca mekânsal bir soruya değil, aynı zamanda toplumsal ilişkilerin, normların ve cinsiyet rollerinin yeniden üretildiği karmaşık bir alana da bakmış oluruz. Çünkü “grafiker nerede çalışır?” sorusu yalnızca bir meslek grubunun fiziksel konumunu değil; üretim biçimlerini, toplumsal aidiyetleri, cinsiyet temelli iş bölümlerini ve kültürel temsilleri de içinde barındırır. Toplumsal Yapı ve Yaratıcılığın Mekânı Grafik tasarım, modern toplumun görsel dili olarak düşünülebilir. Bu mesleği icra eden bireyler, yalnızca estetik üretim yapmaz; aynı zamanda toplumsal değerleri biçimlendiren sembolleri ve mesajları yeniden üretirler. Bir grafikerin çalışma mekânı bu…
Yorum BırakHavalimanı Özel mi Devlet mi? Karar Masasında Verimlilik, Erişilebilirlik ve Toplumsal Etki Konuya farklı açılardan bakmayı seviyorum; özellikle de “Havalimanı özel mi devlet mi?” sorusu, sayılarla ölçülen verimlilikle insanların gündelik deneyimlerinin kesiştiği o tam ortada duruyor. Burada birlikte düşünelim, verilerle ve duygularla aynı masaya oturalım; ben de fikir alışverişine açık, meraklı bir ev sahibi olayım. Tanımlar Netleşsin: Kamu, Özel ve Hibrit (PPP) Modeller Havalimanı işletmesi üç ana modelde karşımıza çıkar. Birincisi tam kamu işletmesi: Devlet yatırım yapar, işletir, ücretleri ve hizmet kalitesini regülasyonla ve kamu yararı önceliğiyle belirler. İkincisi özel işletme: Yatırım, risk ve işletme özel sektördedir; devlet çoğunlukla düzenleyici…
Yorum BırakKelimelerin Işığında Görüntüler: Dijital Belleğin Edebî Yankısı Bir edebiyatçının gözünden bakıldığında, her görüntü bir cümledir; her fotoğraf, anlatının donmuş hâlidir. Kelimeler zamanı dönüştürür, fotoğraflar ise zamanı dondurur. Edebiyatın dönüştürücü gücüyle görselliğin sabitleyici doğası birleştiğinde, insan belleğinin dijital izdüşümüne ulaşırız. “Bilgisayardaki tüm fotoğrafları nasıl görebilirim?” sorusu teknik bir meraktan çok, çağımızın hafıza arayışını sembolize eden bir edebî sorgudur. Bir Bellek Arayışı: Görüntülerin Romanı Bilgisayarda bir klasör açtığımızda, tıpkı bir romanın sayfalarını çevirir gibi geçmişe doğru yol alırız. O anlarda bir Proust karakteri gibiyizdir; hatırlamanın acısıyla mutluluğu iç içe yaşarız. Fotoğraflar, tıpkı bir edebi metnin satır aralarındaki duygular gibi, görünenden fazlasını taşır.…
Yorum Bırak