Merhaba dostlar — bugün birlikte “Kandil gecesi hangi gün?” sorusunun peşine düşeceğiz; çünkü bazen manevi takvim, elimizden kayıp gidiyor, tarihler karışıyor. Benim niyetim ışık yakmak; sizlerle veriye dayalı bilgiler, tarihsel izler ve herkesin anlayabileceği bir hikâye harmanı sunmak. Hazırsanız başlayalım. Kandil nedir? Ve neden her gece bir kandil sorusu doğar? “Kandil” kelimesi Arapça qindīl (lamba, kandil) kökünden gelir; Osmanlı’da minareleri özel gecelerde ışıklandırma geleneğiyle bu terim “mübarek gece” anlamını kazanmıştı. :contentReference[oaicite:0]{index=0} Ancak “Kandil gecesi” dediğimizde aslında beş özel gece kastedilir: Regaip Kandili, Miraç Kandili, Berat Kandili, Mevlid Kandili ve Kadir Gecesi. :contentReference[oaicite:1]{index=1} Dolayısıyla “Kandil gecesi hangi gün?” sorusu, daha doğrusu…
6 YorumKategori: Makaleler
Retina Hücreleri Yenilenir mi? — Psikolojik Bir Mercekten Bakış Bir Psikoloğun Gözünden: Görmenin ve Umudun Sınırları İnsanın davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak, hep aynı temel soruya dönüyorum: İyileşme gerçekten mümkün mü? Bu soruyu bazen bir travmanın ardından, bazen bir ilişkide, bazen de fiziksel bir hasar karşısında sorarız. Ama bugün bu soruyu biyolojiden değil, psikolojiden sormak istiyorum: Retina hücreleri yenilenir mi? Bu, yalnızca bir fizyoloji konusu değil; aynı zamanda insanın “yenilenme” kapasitesine dair bir metafordur. Göz, dünyayı algılamamızın en güçlü aracıdır. Retina ise bu algının nöropsikolojik kapısıdır. Bu hücreler zarar gördüğünde, yalnızca görme kaybolmaz; aynı zamanda “dünyayı anlama biçimimiz” de…
8 YorumPlanetaryum Hangi İllerde Var? – Gökyüzünü Anlatan Salonlardan Toplumsal Dönüşüme Bir tarihçi olarak geçmişi anlamak, sadece tozlu belgelerde gezinmek değildir. Bazen geçmiş, bir yıldızın ışığında, bir çocuğun göğe bakan gözlerinde saklıdır. Gökyüzüne dair merak, insanlığın en eski dürtülerinden biridir. Planetaryumlar bu merakı bilimsel, sanatsal ve eğitsel bir biçimde yaşatan modern tapınaklardır. Gökyüzüyle insan arasında köprü kuran bu yapılar, aslında insanlığın tarih boyunca sürdürdüğü “bilme ve anlamlandırma” yolculuğunun bugünkü izdüşümüdür. Gökyüzünün Hikâyesi: Antik Çağdan Modern Planetaryumlara Gökyüzüne bakmak, tarih boyunca insanın evrenle diyalog kurma biçimiydi. Mezopotamya rahipleri yıldızların hareketini kaydederken, Antik Yunan filozofları gök cisimlerinin tanrısal düzenini tartışıyordu. 20. yüzyıla gelindiğinde,…
8 YorumParafilik Infantilizm Ne Demek? Gücün, İktidarın ve Bireysel Bağımlılığın Politik Anatomisi Bir siyaset bilimci olarak, güç ilişkilerinin insan davranışlarını nasıl şekillendirdiğini incelediğimde, çoğu zaman bastırılmış psikolojik eğilimlerin toplumsal ve siyasal yapılarda yankı bulduğunu fark ederim. Parafilik infantilizm kavramı da tam olarak bu kesişim noktasında karşımıza çıkar. Yüzeyde bireysel bir psikoseksüel eğilim gibi görünse de, derinlerde iktidar, otorite, kontrol ve teslimiyet ilişkilerinin küçük bir laboratuvarıdır. Parafilik Infantilizm Ne Demek? Bireysel Arzudan Siyasal Yansımalara Parafilik infantilizm, yetişkin bir bireyin bebek gibi davranma veya bir “bebek” rolü içinde bulunmaktan psikolojik ya da cinsel haz alması durumudur. Bu durum genellikle bağımlılık ve itaat arzularıyla…
Yorum BırakPamuk Gömlek mi, Polyester mi? Edebiyatın Dokusunda Bir Karşılaşma Kelimelerin bir kumaş gibi insan ruhuna dokunduğu yerde başlar bu yazı. Edebiyat, tıpkı bir gömlek gibi bizi sarar, korur, bazen de terletir. Her harf, her cümle, tıpkı bir iplik gibi birbirine bağlanır; bazıları doğaldır, nefes alır; bazıları ise sentetik, parlak ama soğuktur. O halde soralım: Pamuk gömlek mi, polyester mi? Belki de bu sadece bir tercih değil; bir yaşam biçiminin, bir dünya görüşünün, bir edebi tavrın sembolüdür. Pamuk: Doğallığın ve Sadelik Anlatısının İpliği Pamuk, edebiyatın saf kelimelerini hatırlatır: Orhan Kemal’in yoksul işçilerinin yıpranmış gömlekleri, Sabahattin Ali’nin ince ince örülmüş duyguları, Sait…
Yorum BırakMuhacir Nerenin Göçmeni? Güç, Kimlik ve Vatandaşlık Üzerine Siyasal Bir Okuma Bir siyaset bilimci olarak, toplumları şekillendiren güç ilişkilerini anlamaya çalışırken fark ettiğim bir gerçek var: Her göç, yalnızca yer değiştirme değil; iktidar ilişkilerinin yeniden tanımlanmasıdır. “Muhacir nerenin göçmeni?” sorusu da tam olarak bu bağlamda önemlidir. Çünkü bu soru, sadece coğrafi bir kökeni değil, aynı zamanda devletin, kimliğin ve aidiyetin nasıl inşa edildiğini sorgular. Tarih boyunca muhacir kavramı, iktidarın dilinde, ideolojinin hizmetinde ve vatandaşlığın sınırlarında yeniden anlam kazanmıştır. Peki, kimdir bu muhacir? Nereden gelir, nereye aittir? Ve en önemlisi, bir toplumun siyasal yapısında hangi rolü üstlenir? Muhacir Kimdir? Siyaset Biliminde…
8 YorumMerhaba! Ben bu satırları, bir fincan kahvenin buharı yükselirken, parmak uçlarımda ara ara beliren o hafif karıncalanmaya kulak vererek yazıyorum. “Kalsiyum eksikliği nasıl belli olur?” sorusunu ilk kez kendime sorduğumda, sadece kemiklerimi değil, hayatımın ritmini de düşünmüştüm. Çünkü kalsiyum, yalnızca bir mineral değil; kaslarımızın her kıpırdanışında, kalbimizin her vuruşunda, zihnimizin berraklığında sessizce çalışan bir orkestranın şefi gibi. Gelin, bu görünmez şefi birlikte keşfedelim. İpucu: Her kemik ağrısı kalsiyum eksikliği değildir; ama doğru sinyalleri okumayı öğrenmek çok şey değiştirir. Kalsiyum Eksikliği Nasıl Belli Olur? Belirtileri “Vücudun Diliyle” Okumak Kas-Sinir Sistemi: Kramplar, Kasılmalar, Uyuşmalar En sık fark edilen işaret, özellikle geceleri yoklayan…
8 YorumGüler Yüzlü Olmak Ne Anlama Gelir? Toplumsal Bir Bakış Toplumsal Yapıların ve Bireylerin Etkileşimi Üzerine Bir Giriş Toplumlar, bireylerin ve grupların davranışlarını şekillendiren, normlar ve değerler üzerine kurulu bir yapıdır. Güler yüzlü olmak, bu yapının içinde hem kişisel bir ifade biçimi hem de toplumsal bir norm olarak karşımıza çıkar. Bir insanın gülümsemesi, onun duygu durumunu ve içsel dünyasını dışa vurması olarak anlaşılabilirken, aynı zamanda toplumun, özellikle de kültürel pratiklerin şekillendirdiği bir davranış olarak da ele alınmalıdır. Bireysel bir eylem olarak başlayan gülümseme, toplumsal bağlamda farklı anlamlar taşır ve bireyin cinsiyetinden, yaşadığı kültürden, toplumdaki rolüne kadar pek çok faktörden etkilenir. Güler…
Yorum BırakGüftan Nedir? Öğrenmenin Derin Anlamını Keşfetmek Bir Eğitimcinin Kaleminden: Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Eğitim, yalnızca bilgi aktarmak değil; bireyin dünyayı ve kendini yeniden inşa etme sürecidir. Bir öğretmen olarak her dersin, her kavramın, bir zihin kıvılcımı olduğunu düşünürüm. İnsan, öğrendikçe dönüşür; dönüşürken de çevresini değiştirir. İşte bu dönüşümün sessiz ama derin yankılarından biri, dilin içinde saklıdır. “Güftan” kelimesi de böylesi gizemli bir kavramdır — anlamıyla, çağrışımlarıyla, öğrenmenin doğasına dair düşündürür. Güftan Nedir? Anlamın Pedagojik Katmanları Dil, öğrenmenin en temel aracıdır. Güftan, Arapça kökenli “güft” (söz, ifade) kelimesinden türemiştir ve klasik Türk musikisinde “şarkı sözü”, “beste edilmiş metin” anlamına gelir. Ancak dilin…
Yorum BırakGörüş Noktası Nedir? Gücün, İktidarın ve Vatandaşlığın Kesişiminde Bir Perspektif Bir Siyaset Bilimcinin Gözünden Başlangıç Güç, iktidar ve toplumsal düzen üzerine kafa yoran bir siyaset bilimci için “görüş noktası” yalnızca bir bakış açısı değildir; aynı zamanda bir iktidar konumudur. Çünkü her görüş noktası, belirli bir değerler sisteminin, bir çıkar ağının ve bir ideolojik altyapının ürünüdür. Peki, kimin görüş noktası daha görünürdür? Kimin sesi duyulur, kimin sesi bastırılır? Bu sorular siyaset biliminin kalbinde yer alır ve toplumun nasıl yönetildiğini anlamanın anahtarıdır. İktidarın Görüş Noktası: Gücü Kimin Tanımladığı İktidar dediğimiz şey, çoğu zaman yalnızca devletin kurumsal gücüyle açıklanmaz. Michel Foucault’nun da belirttiği…
Yorum Bırak